İngilizce Bilmek
Rönesans’ın başlamasında,
Ortaçağ İslam dünyasındaki bilimsel eserlerin Arapça’dan Avrupa dillerine
çevrilmiş olmasının payı büyüktür. Ne var ki o sırada hâkim olan baskıcı ve İslam
düşmanı atmosferden dolayı bilim insanları, bu çeviri eserleri ya kendi
isimleri üzerinden yayımlamışlardır ya da o bilimsel içeriği ilk defa kendi yapmış
gibi göstermiştir.
Bugün ise bilim,
büyük çapta İngilizce üzerinden işlemektedir. Gerçi Rusça, Çince, Hintçe de
aslında bilimi üreten insanların ana dilleri arasındadır ama, toplumların
fikir, vicdan ve ifade hürriyeti ve ayrıca global dünyayla entegre olmaları
açısından bakılınca İngilizce, diğerleri arasından sıyrılmaktadır. İşte bu
yönüyle, yani dünya ile birleşme ve bütün insanlığın ortak bilgi havuzundan
faydalanabilme yönüyle İngilizce öğrenmek, bir bilim insanı için vazgeçilmezdir.
Öte yandan diğer
insanların yaptıkları en son çalışmaları takip edip bilim ve teknolojinin
sınırlarını hep beraber zorlama adına da İngilizce, bilim dünyasının sinir
sistemi gibidir. İngilizce’siz bir bilim insanı, dünyayı sarsacak bir buluş
yapsa bile kimseye duyuramaz.
İngilizce’nin
faydalarının yanında Türkçe, gerek kelime hazinesi gerekse kültürel altyapısı
itibariyle bilimsel gelişmeyle uyumlu bir dil değildir (bu konuda bir vlog için: neden ingilizce öğrenemiyoruz - 4. bölüm). İngilizce ise
yüzyıllardır bilim ve teknoloji, felsefe ile yoğrulduğu ve kelime hazinesi de
geniş olduğu için bilimin gerektirdiği nüanslara daha elverişli bir altyapı
sunar. Dolayısıyla bilimsel düşüncenin yeşermesi adına da İngilizce’yi
öğrenmenin bir bilim insanı için yabana atılmayacak önemi vardır.
Gelecek bölümde
buluşmak üzere…
Comments
Post a Comment