Doktora Hocası Seçimi
Doktora yaparak bilim insanı olmaya karan veren bir kişi, tam detayıyla olmasa da genel hatlarıyla hangi alana odaklanmak istediğini netleştirmiş olmalıdır. Bu odaklanmanın ardından gelen en önemli bir basamak, doktora hocası seçimidir.
Daha önceki bloglarda izah ettiğim çerçevede bir bilim insanı olmak için insanın bir örnek görmesi, hayati önem taşır. Kendisi soru sormayan, sorgulamak yerine kafa sallamayı adet edinen birisi, size soru sorma kültürü aşılayamaz, bilimsel araştırmanın karakteristik özelliği olan belirsizliklerle mücadele etmeyi öğretemez. Dahası, böyle biri, sizin soru sorma yetinizi de törpüler. Bağımsız bir bilim insanı olmanızı değil, hocasına bağımlı bir gölge olmanızı hedefe koyar.
Doktoranın bir dönüşüm, bir yeniden doğuş olduğunu daha önceden söylemiştim. Doğru hocayla yapılan doktora çalışması buna imkan sağlasa da yanlış hoca seçimi, sizi olması gerekenin tam aksi yönde dönüştürüp bilimsel heyecandan yoksun, bir akademik atık haline getirebilir.
Bunlar haricinde bir de karakter uyumu mevzuu vardır. Hocanızın kendisi bilimsel manada yetkin olsa da kişisel olarak karakteri sizinkiyle uyumlu değilse, uzun vadede bu da huzursuzluklara yol açabilir. Ne de olsa hepimiz insanız.
Bütün bunlar düşünüldüğünde, doktora hocası seçmenin, eş seçimi gibi hassas bir konu olduğu ortaya çıkıyor.
Gelecek bölümde görüşmek üzere...
Comments
Post a Comment