Bilimsel Metodolojiye Sahip Olmak
Bilimsel çalışmalar genel olarak deneysel, teorik, numerik, istatistiksel ve gözlemsel olarak sınıflandırılabilir. Bunların da alt grupları vardır ama benim bahsetmek istediğim, o çalışmaların arkasındaki mantık ve bakış açısı.
Bir tezi ispatlamak için " eğer doğruysa, şöyle söyle olması lazım " diye bir ilişki öngörülür. Bu ilişkiyi öngörmek için de daha önceden etken ve edilgenler, yani bağımsız ve bağımlı değişkenler, belirlenir. Çalışma, beklentileri doğrularsa daha detaylara veya daha büyük resme doğru adım atılır. Pekiyi bir şeyin doğruluğunun ölçüsü nedir?
Bilim özelinde konuşursak, doğayla uyum veya doğayı tahmin olarak bir ölçü sunmak mümkündür. Aynı gerçeğin daha şiirsel ve hikmetli ifadesi ise güzellik ve basitliktir. Yani, "Normalde şöyle ama biz burada böyle kabul ediyoruz" tarzı özel koşul ve uygulamalar arttıkça, bilimsellikten uzaklaşılıyor demektir.
Bilimsel bilginin diğer bir özelliği de objektif ve tekrar edilebilir olmasıdır. Yani aynı metodu herkesin uygulayıp aynı sonuç ve yorumlara (results and conclusions) ulaşabilmesidir. Tekrar edildiğinde, aynı sonuçların elde edilebilmesidir.
Yukarıdaki paragraflarda aslında kapalı olarak anlattığım ama kendi başına vurguyu hak eden bir başka mesele daha var. Bunu bir örnekle açıklayayım. Vaka aktarımı ( case report ), özellikle tıp ve psikoloji alanında bilimsel çalışmalar için vazgeçilmezdir. Ne var ki, vaka aktarımı sayfaya bir nokta koymaksa, bilim noktaları birleştirip bir eğri oluşturmaktır. Yani, sadece gözlemleri rapor etmek bilim değildir.
Pekiyi bir bilgi bilimsel değilse ne olur?
Öncelikle hayatın kendisi %100 bilimsel değildir. Ticaret yapan herkes zengin olmaz, evlenen herkes mutlu olmaz. Kontrolümüz dışında gelişen şeyler olduğu gibi her bir insan veya varlık da belirli çerçevede tahminlerin ötesinde davranabilir. Hayatı hayat yapan ve sıkıcılıktan kurtaran önemli bir faktör de budur. Benzer şekilde bilimin ilerlemesine yardımcı olan vazgeçilmez bir pratik de bilimsel bilgilere dayalı spekülasyon yapmak ve onları test etmektir. Dolayısıyla asıl mesele herşeyi mutlaka bilimselleştirip gerisini çöpe atmak değil, neyin üzerine neyi bina edeceğinizi bilmektir. Örneklerle inceleyelim.
Mars'a bir araç gönderecekseniz bilimsel bilgiden başkasını kullanamazsınız. Öte yandan bir ülkenin 10 yıllık ekonomik veya uluslararası politikasını oluşturacaksanız, bilimsel bilgi kadar bilimsel olmayan bilgiler ve direktifler doğrultusunda bilimselliği tartışılır adımlar atarsınız. Böyle olunca da, doğal olarak, hata payı artar. Fakat insanlar bu bilimsel olmayan durumu bilimsel gibi lanse edip aksi görüşte olanları susturursa veya suçlarsa, o zaman bilimin otokontrol mekanizması işletilmemiş olur.
Buraya kadar konuştuklarımızı toparlarsak, bir bilginin bilimsel olması için objektif ve tekrar edilebilir olması doğayı resmeder veya açıklar mahiyette olması, farklı olgular arasında bir ilişki veya etkileşim öngörmesi gerekir. Bilimsel metot da, bu tarz bilginin üretilmesini yönlendiren usûldür. Nitekim daha önceki yazılarda izah edilen işini başkalarına anlatabilme, bilim ve teknolojinin aynı olmadığını fark etme, bilmediğini kabullenip öğrenmekten gocunmama, soru sormak ve soru sorulmaktan korkmama, bilimsel metodun işlemesine yardımcı olan hususlardır.
Gelecek bölümde buluşmak üzere…
Comments
Post a Comment